Varlık Fonu'nun Kamuya ait Sigorta Firmalarını Alması Üzerine Düşüncelerim

Juan Ramirez'in 'Handbook of Basel III Capital: Enhancing Bank Capital in Practice' adlı kitabını okurken kriz dönemlerinde bankaların kamu tarafından kurtarılması işlemlerinde seçili otoritelerin kurtarma işlemlerine şartlı onay verdiklerini okudum. Onay şartları arasında örneğin kamu tarafından garanti verilmesi karşılığı alacağı veya bankaya yönetim için vereceği ücretlere değişiklikler yapılması yanında kurtarılacak bankaların banka dışı iş kollarından çıkmaları da istenmiştir. Çıkılması istenilen banka dışı iş kolları arasında ise sigorta ve varlık yönetim firmaları öncelikli olarak yer almaktadır.

Kitapta bu bilgileri okuduktan sonra karşıma Varlık Fonu'nun kamu bankalarının sahip olduğu sigorta ve emeklilik firmalarını kendi çatısı altında toplayacağı KAP açıklaması ve sonrasında sunulan haber çıktı.

Önden belirtmeliyim ki, kitapta verilen örnekler için kriz döneminde alınan önlemler ile bugün Varlık Fonu'nun yaptığı işlemin benzerliğini bahane göstererek, Türkiye'de faaliyet gösteren kamu bankalarının da 2008 krizi sonrası belli başlı küresel bankaların düştüğü durumda olduğunu iddia etmek yanlış olacaktır.

Yapılan işlem ile daha kuvvetli firmaların meydana geleceği ve sinerji elde edileceğine dair güvenim Varlık Fonu'na tamdır; ancak şahsi görüşüm yapılan işlem ile bir amaç daha sağlanmaktadır. O da kamu bankalarının sigorta ve emeklilik şirketlerini satarak kredi verebilme kuvvetlerini arttırmalarıdır.

Yapılan işlem ile Kamu Bankaları'nın elde edeceği faydaları Sayın 'Para ve Finans', sosyal medya hesabı üzerinden paylaştığı twit dizisi ile çok güzel özetlemiştir.

Twit dizisi için: https://twitter.com/VeFinans/status/1253378046264070145

İşin bankalara sağladığı likidite avantajı anlaşılabilir olsa da, konsolide yasal özkaynaklara olan etki boyutunu anlamak zordur.

Sigorta ve emeklilik firma iştiraklerinin konsolide banka yasal özkaynakları hesaplanırken aşağıda sunulan yöntemler uygulanıyor olsa da, ben bu hesaplamanın banka konsolide yasal özkaynakları ve sermaye yeterlilik oranlarına etkisine yönelik herhangi bir örnek bulamadığım için yorumlamasını yapamayacağım. Yine de konsolide yasal özkaynak hesaplaması için bulabildiğim bilgiler:


Garanti Bankası konsolide 2019 4. çeyrek finansal tablo dipnotlarından alınan yukarıda sunulan bilgilerden anlaşıldığı üzere, sigorta şirketlerine yatırımı olan bankalar yasal özkaynaklarını iki farklı yöntem ile hesaplamaktadır. İki yöntemden hangisi daha düşük yasal özkaynak sonucunu çıkarır ise o yöntem hesaplama için kullanılmaktadır.

Yöntemler:

1. Sigorta firmalarını tam konsolide ederek
2. Konsolidasyon işlemi dışında tutup çeşitli hesaplamalar sonrası kalan yatırım tutarı üzerinden

yapılan hesaplamalardır. Garanti Bankası'nın seçili dipnot açıklaması son cümlesine baktığımızda, sigorta şirketlerinin konsolide edilmesi yöntemi daha düşük yasal özkaynak sonucunu ortaya çıkarmaktadır.


Emin olmamakla birlikte incelediğim hiçbir bankanın yukarıda işaretli 'ç' maddesi içeriğini aşan bir yatırımı bulunmamaktadır. Yani sigorta firmalarında bulunan özkaynaklarının hepsi konsolide yasal özkaynak hesaplamalarına herhangi bir indirime (sigorta firmaları bilançosunda şerefiye varsa o indirilir) maruz kalmadan dahil edilmektedir.

Konsolide banka yasal özkaynakları ve sermaye yeterliliği hesaplamalarına yönelik ilave bilgi ve örnek bulduğum an yeni bir yazı yazacağım sözünü vererek, sigorta firmaları satış işlemlerinin konsolide olmayan banka yasal özkaynaklarına ve kredi verme potansiyeline etkilerini daha detaylı inceleyebiliriz.

Not: Sürekli yasal özkaynak dediğimin altını çizmek isterim. Finansal kuruluşlar için kredi verebilme kapasitesi bilançoda sunulan özkaynak ile değil, çeşitli ayarlamalar yapılarak hesaplanan yasal özkaynak verisi üzerinden belirlenmektedir. 2020 yılı Mart ve Nisan aylarında alınan çeşitli BDDK tavsiye kararları bilançoda sunulan özkaynak verisine değil, yasal özkaynak rakamlarına olumlu katkı yapmaktadır.



Konsolide olmayan finansal tablolar hazırlanırken bankalar bağlı ortaklık ve iştiraklerini üç farklı yol üzerinden bilançolarında taşıyabilirler:
  1. Koyulan Sermaye
  2. Özkaynak Değeri
  3. Güncel Değer
Ziraat Bankası yukarıda sunulan birinci yolu, Halk Bankası ise üçüncü yolu tercih ederek konsolide olmayan finansal tablolarını hazırlamıştır. 

Taşınan değerler ile Varlık Fonu'nun satın alma değerleri arasındaki fark, seçili banka yasal özkaynaklarının değişimini bize göstermektedir. Yukarıda sunulduğu üzere Ziraat Bankası 2019 yıl sonu verilerine göre elde edeceği kar ile çekirdek sermayesini %3.81 arttırabilecekken, Halk Bankası taşıdığı değerlerin altında satış işlemlerini gerçekleştirdiği için çekirdek sermayesi arttıramayacak olup, tahmini olarak %1,14 düşürecektir.

Burada üstüne basa basa hesaplamaların 2019 yıl sonu verileri üzerine yapıldığını belirtmeliyim. 2019 yıl sonu ile işlemlerin gerçekleştiği tarih olan 22 Nisan tarihleri arasında Halk Bankası kendisine Halk Hayat ve Emeklilik iştirakinden temettü dağıtarak para çekmiş olabilir. Böyle bir durumda Halk Bankası da ortaya çıkan satış değerleri üzerinden çekirdek sermayesini arttırabilecektir. 

Ancak ortaya çıkabilecek ilave kredi potansiyelini Ziraat Bankası üzerinden hesaplayabiliriz. Elde edebileceği yaklaşık 2.6 Milyar TL'lik kar ve ilave yasal özkaynak ile Ziraat Bankası risk ağırlığı farklı alacaklara yatırım yapabilir.


Not: %8 veya %12 çekirdek sermaye yeterlilik oranının hangisini aldığınıza göre değişiklik gösterecek olduğunu not düşerek, hesaplamalarımı %12 sermaye yeterlilik oranı üzerinden yapacağım.

Yukarıda sizler ile farklı tip alacakların risk ağırlığı sınıflandırmalarını Ziraat Bankası 2019 yıl sonu verileri üzerinden paylaştım. Ziraat Bankası'nın elde edeceği ilave 2.6 Milyar TL yasal özkaynak ile ne kadar ilave kredi oluşturabileceği, vereceği ilave kredilerin risk ağırlığına ve Banka'nın kaldıraç oranı alanına bakmaktadır. 

Örneğin tüm ilave yasal özkaynağını 
  1. %100 risk ağırlığı olan kurumsal alacaklara aktarırsa 21.7 Milyar TL (2.6 / 0.12) ilave kredi
  2. %75 risk ağırlıklı olan perakende alacaklara aktarırsa 28.9 Milyar TL ((2.6 / 0.75)/0.12) ilave kredi
  3. Kamuya TL borç verirse, %0 risk ağırlığından ötürü, bankanın belirleyeceği kaldıraç oranına kadar ilave borç (Ziraat Bankası kaldıraç oranı 2019 yıl sonu: %9.32, asgari %3 olabiliyor)
Not: %8 üzerinden gidilmesi durumunda yukarıda parantez içinde yapılan hesaplamalarda sunulan 0.12, 0.08 ile değiştirilebilir.

verebilecektir. Yukarıda sunulan perakende ve kurumsal alacakların bir kısmı için KGF desteği ile %0 risk ağırlığı uygulanabilerek, oluşturulabilecek kredi miktarı artabilecektir. 

Sonuç olarak Varlık Fonu'nun kamu bankalarından sigorta ve emeklilik şirketlerini satın alması ile kamu bankaları birçok faydayı bir arada elde etmiş olmaktadır. Üç bankanın da likidite karşılama oranları iyileşebilecekken, bilançolarında taşıdıkları değerlerin üzerinde satmaları şartı ile yasal özkaynakları da artacaktır. Bu artış da hangi alana borç verileceğine bağlı olarak kamu bankalarının kredi verebilme kabiliyetini değişen oranda arttırmaktadır. 

Yorumlar

Burada yer alan bilgiler kişisel görüşüm olup, kesinlikle yatırım tavsiyesi değildir.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Rönesans Gayrimenkul ve Borçlanma Araçları Şartları Üzerine

Alarko Holding Üzerine Düşünceler

Doğuş Holding 2020 Yıl Sonu Sonuçları Üzerine

Yaşar Holding Yıl Sonu ve İştirakleri 1. Çeyrek Sonuçları Üzerine

Coca Cola İçecek Üzerine Değerlendirme

Örnekler ile Hisse Değerleme Kademeleri - Likiditasyon Değeri (Bimeks)

'Terminal Value' da Ciddi Değer Kaybetme Risklerine Hazır Mıyız?

Düzeltilmesi Gerektiğini Düşündüğüm Nakit Akış Tablosu Gösterim Örnekleri

NEF (Timur Gayrimenkul) Firmasına Yönelik Kısa Bir Analiz