2020 Yılı Hisse Senedi Piyasasına Yerli Yatırımcı Gözü ile Bakmak

2020 yılı neresinden bakarsanız bakın ömrümüz boyunca unutamayacağımız bir yıl oldu. Gündelik hayatımızda yapmak zorunda olduğumuz değişiklikler yanında ekonomik anlamda da zor zamanlar geçirebileceğimiz bir dönemde bir sektör var ki belki son yılların en bereketli yılından birini geçirmiştir. O da hisse senedi piyasası olmuştur.

Mart ayı ortalarında yıl sonu ortaya çıkacak yazımın ileri kısımlarında sunulacak tabloyu tahmin etmenin neredeyse imkansız olduğunu kabul etmeliyiz. Bu durumun yalnızca Türkiye'ye özgü olmadığı, dünyanın birçok yerinde aynı fotoğraflar ile karşılaştığımızı da unutmamalıyız.

Nedir bu fotoğraf? Bir yandan hem ekonomik hem de sağlık açısından önceki dönemlere göre daha sıkıntı yaşayan bir kesim, diğer yandan ise harcama yapabileceği alanları mecbüri kısılan ve gelirlerini aynı şekilde koruyan (ya da arttıran) bir kesim. Ülkeden ülkeye değişen direkt nakit yardımları veya ucuz kredi desteklerinin de bir araya gelmesi ile yatırıma yönlendirilecek müthiş bir paranın kaldığını söyleyebiliriz. 



Not: Üstteki iki resmin alındığı kaynak için bakınız.

Bugünkü yazımda bu naktin Türkiye özelinde yerli yatırımcı tarafından hisse senetleri ve hisse senetlerine yoğun oranda yatırım yapan veya yapmak zorunda olan fonlara yönlendirilmesine odaklanacağım. 

Sunulan veriler veya verilere yönelik yorumlar hata payı içerebileceğini önden belirtmeliyim. Fonlara yönelik veriler için Finnet programından, hanehalkına yönelik veriler için ise TCMB ve MKK verilerinden yararlanılmıştır.

  • Hisse Senedi Fonları:
Hisse senedi fonlarına odaklanırken beş farklı tipte hisse senedi fonlarına odaklandım. Bunlar:
  1. Hisse Senedi Yoğun Fonlar
  2. Endeks Hisse Senedi Yoğun Fonları
  3. Endeks Borsa Yatırım Fonları (ETF)
  4. Emeklilik Hisse Senedi Fonları
  5. Katılım Hisse Senedi Fonları
Yukarıda sunulan fon türlerinin hepsinin ortak özelliği asgari %80 oranında her daim borsada işlem gören hisse senetlerine yatırım yapma durumlarıdır. Bu durum uygun yatırım yapılacak hisse senedi bulunsun veya bulunmasın fonlara gelen yeni paranın yatırıma yönlendirilmesi zorunluluğunu büyük oranda getirmektedir (hisse oranı %80'e düşene kadar hiç almama durumu da olabilir tabii).
Geniş perspektiften daha kısa dönemlere, daha ayrıntılı odaklanacağımız grafiklerin ilkinde, 2005 yılından 2021 yılı 14 Ocak tarihine kadar fonlara yapılan net giriş ve çıkışları görmekteyiz. 2019 yılı sonlarına kadar hisse senetlerine yoğun olarak yatırım yapan fonlar açısından baktığımızda iki sonuç karşımıza çıkmaktadır:

  1. Hisse senedi yoğun fonlara nazaran ilave yatırımın daha yoğun geldiği alan emeklilik fonlarıdır.
  2. Hisse senedi yoğun fonlara giren ilave yatırımlar banka iştirakleri tarafından kurulan fonlar ağırlıklıdır.  
Emeklilik fonlarına yapılan ciddi girişler de gündemin yoğun olduğu ve hisse senedi piyasası sıkıntılı günler geçirdiği dönemlerde ağırlık kazanabilmektedir. Örnek olarak 2015 yılında bahsi geçen beş farklı hisse senedi fon çeşidine toplam yaklaşık 1,1 Milyar TL para girmiştir. Bu girişin yaklaşık %64'ü Suriye ve Türkiye-Rusya uçak krizinin yoğunlaştığı Kasım-Aralık aylarında olmuştur. 


2019 yıl sonundan 2021 yılı başına kadarki sürece odaklanmadan önce, 2013 yılı ile 2021 yılı arasına aylık olarak bakabiliriz. TCMB'nin ağırlıklı ortalama fonlama faizi ile hisse senedi fonlarına net giriş ve çıkışlar arasındaki ters korelasyon durumunun son dönemlerde ortadan kalktığını veya henüz etkisini göstermediğini söyleyebiliriz. Önümüzdeki dönemlerde faiz seviyeleri yüksek kalmaya devam ederse fonlara yöneltilen yeni yatırımın yavaşlaması veya çıkışların yaşanması hisse senedi piyasasında düzeltmeleri de beraberinde getirebilir. 

Tabii burada geçmiş dönemlere göre harcama yapma alanı mecburi kısılan, ancak gelirini koruması sebebiyle tasarruf oranları artan beyaz yakalıların durumunu da unutmamalıyız. Bu kişilerin hisse senedi yatırımlarını azaltmaları için faizin yükselişi bir etken olabilir tabii (kredi ile işlem yapanlar? Ora da ciddi yükselişte!) ama ilave olarak mecburi olarak kısmak durumunda kaldıkları harcama alanlarının da Covid'in ortadan kalkması ile yeniden başlaması gerektiği kanısındayım. Ya da ekonomi daha da kötüleşmeli.

Not: Türkiye'nin saygın kuruluşlarında çalışan arkadaşlarından 2020 yılı ile beraber ilk defa 'Nereye yatırım yapayım borsada?' diye soru almayan el kaldırsın.
Gelelim yakın dönemimize. Hisse senedi fonlarına ilgi faiz indirimlerinin başlaması ile beraber 2019 yılı Ekim ayında başladığını belirtebiliriz; ancak Şubat ayının sonlarına doğru tüm dünyayı kasup kavurmaya başlayan Covid virüsü, Türkiye finansal piyaslarını da etkilemeye başlamıştır. Mart ayında hisse senedi yatırımı yapan emeklilik fonlarına yaklaşık 460 Milyon TL giriş olmuştur; ancak Mart ayı ile beraber asıl önemli gelişme, Ziraat Portföy tarafından kurulan endeks borsa yatırım fonları (ETF) hayatımıza girmesidir. ETF'lere Mart ayında toplam 700 Milyon TL giriş olmuştur.

Önceki ilk iki grafiğe göre yukarıda sunulan son grafiğe 'Seçili Serbest Fonlar'ı da ekledim. Sebebi, kuruluş aşamaları Covid krizi öncesine dayanmasına rağmen Ziraat Portföy tarafından TZH ve Hedef Özel Serbest Fonları'nın tek yatırımcı ile sırasıyla 26 Şubat (1,5 Milyar TL) ve 19 Mart (470 Milyon TL) tarihlerinde yatırım almaya başlamasıdır. Ancak dipnot olarak özellikle TZH fonunun hisse senetlerine yatırım yapma gibi zorunluluğu olmadığını belirtmeliyim. Farklı bir yatırım amacı için de kurulmuş olabilirler tabii ki.

Seçili serbest ve endeks borsa yatırım fonlarını dışarıda bıraktığımızda, Haziran ayı ile beraber fonlara olan akış hisse senedi yoğun fonları ağırlıklı olmaya başlamıştır. Faiz artışlarının arka kapıdan başladığı Ağustos ayında yaşanan duraklamayı dışarı bıraktığımızda, hisse senedi yoğun fonlarına olan ilgi sürekli artmakta, bu ilgi artışına 2020 yılının sonu ile beraber emeklilik fonları da eşlik etmektedir. Bu ilginin artan faiz oranları karşısında ne kadar dayanabileceğini bilemiyorum; ancak 2021 yılının ilk 14 gününde hisse senedi yoğun fonlara olan giriş, 2020 yılının yüksek sayılabilecek Aralık ayı oluşan rakamını dahi geçmiştir. 

Sonuç olarak, seçili serbest fonları dışarıda bıraktığımızda, beş faklı hisse senedi fon türlerine 2020 yılında, önceki yıllara kıyasla çok ama çok üzerinde, yaklaşık 3,8 Milyar TL yeni para girişi olmuştur. Ancak bu rakam, ortalama kurlar üzerinden gidildiğinde ortaya çıkan yaklaşık 38 Milyar TL'lik ilk on ayda yaşanan yabancı yatırımcıların hisse senedinden çıkışına hiç ama hiç yetmez. 

Bunun için hisse senedi fonları dışında yerli yatırımcının, dolaylı değil, direkt hisse senedi yatırımlarına da odaklanmalıyız. 
  • Yerli Yatırımcı Direkt Hisse Senedi Yatırımları:
2020 yılında borsaya olan artan ilgiyi ilk olarak yatırımcı sayıları üzerinden görebiliriz.


2019 yılında başlayan faiz azaltımı ile beraber yatırımcı sayısında görülen artış, 2020 yılında ciddi olarak devam etmiş ve 2021 yılı Ocak ayı ilk yarısında 2 Milyon rakamını aşmıştır.

Yatırımcı sayısı ve 2020 yılında görülen firma değerlemelerindeki artış ile beraber yerli gerçek kişilerin yatırım portföy büyüklüğü yıl sonu ile beraber 200 Milyar TL'nin üzerine çıkmıştır. Mart ayında görülen yaklaşık 84 Milyar TL'lik rakama göre muazzam bir artıştan bahsedebiliriz. Analizi okuyan kişilerin bazıları küçük-orta ölçekli firmalardaki, belki de balon seviyelerindeki, ciddi değer artışlarının bunda payının olduğunu söyleyebilirler. Haklılık payları tabii ki var; ancak bu civarda bir artış yalnızca küçük-orta ölçekli firmaların değer artışları ile açıklanamaz. Yerli gerçek kişiler tarafından ciddi bir YENİ kaynağın finansal sisteme, borsaya, aktarıldığı gerçeği karşımızda durmaktadır. 

Yerli gerçek kişilerin sahip olduğu hisse senetlerinin piyasa değerlerine ulaşabilsek de, 2020 yılı içerisinde borsaya direkt olarak yaptıkları yeni yatırımlar verisine ulaşamamaktayız; ancak yine de TCMB tarafından iki farklı birimin hazırladığı raporlara göz gezdirebiliriz. Bu raporlar finansal istikrar raporu ile finansal hesaplar raporudur.

2019 yılının üçüncü çeyreği sonu ile 2020 yılı üçüncü çeyreği sonu arasında BIST 100'ün yanlızca %13 yukarıda olduğunu aklımızda tutarak, hanehalkının hisse senedi yatırımlarının piyasa değerleri 2019 ve 2020 yılları üçüncü çeyrekleri arasında, hem mevcut stok hem de ilave yeni yatırımların katkısı ile %134 oranında artmıştır.

Hanehalkının ne kadar hisse senedi yatırımlarına ilave kaynak ayırdığı verisini ise finansal hesap raporu üzerinden, halka açık olmayan hisse senedi ve özkaynak yatırımları ile beraber kombine görebilmekteyiz.

Not: TCMB'nin yeni yatırım (işlem) verilerini sunarken halka açık hisse senedi, halka açık olmayan hisse senedi ve özkaynak yatırımları olarak üç ayrı şekilde sunmalara çok ama çok faydalı olacaktır. 


Yukarıda sunulanı 2020 yılı ikinci çeyreği verileri üzerinden yorumlamam faydalı olacaktır. Yazımın başlarında hem global, hem de Türkiye özelinde, özellikle ikinci çeyrek tasarruf oranlarının hanehalkı nezdinde arttırıldığını TCMB raporunda belirtmiştir. Hanehalkı, TCMB'nin derlediği verilere göre yaklaşık 226 Milyar TL brüt finansal varlıklarını 2020 yılı ikinci çeyreğinde arttırmıştır. Arttırılan bu 226 Milyar TL'lik brüt finansal varlığın yaklaşık%34'ünü, yani 77 Milyar TL'sini halka açık hisse senetlerine, halka açık olmayan hisse senetlerine ve özkaynak olarak firmalara aktarmıştır. 2015 yılının ilk çeyreğine kadar baktığım periyotta yüzdesel olarak daha yüksek verilere ulaşılmış olsa da, 2020 yılının ilk üç çeyreği, özellikle ikinci çeyrek, yoğunluğunda tutarlar bu üç kategoriye aktarılmamıştır.  

Not: Yazının başında da belirttiğim gibi yorumlara hatası bu veriler üzerinden yapıyor olabilirim.

Ancak 2020 yılının ilk üç çeyreğinde karşımıza çıkan yaklaşık 117 Milyar TL'lik yeni akışın ne kadarının halka açık hisse senetlerine aktarıldığının kırılımı maalesef sunulmamaktadır. Benim şahsi tahminim 2020 yılının ilk üç çeyreğinde en az 50 Milyar TL'nin hanehalkı tarafından borsaya aktarıldığı yönündedir. 
Ciddi oranda yeni para girişinin 2020 yılı ilk üç çeyreğinde olması ve özellikle küçük ve orta ölçekli firmalarda yaşanan ciddi değer artışlarına rağmen hisse senetleri ve özkaynaklarının toplam hanehalkı finansal varlıkları içerisinde aldığı pay çok da yüksek değildir. Bu oranın düşük kalmaya devam etmesindeki en büyük etmenin hanehalkının güncel verilere göre %50'den daha fazla mevduatını yabancı para cinsinden tutması ve TL cinsinden bu mevduatların ciddi olarak son yıllarda artması kaynaklıdır. 

Özetle, hem hisse senedi yatırım fonlarına, hem de direkt olarak yerli gerçek kişiler tarafından hisse senetlerine olan yoğun ilgi, hisse senedi piyasamızda arz-talep ilişkisini bozmaktadır. Bu yoğunlukta ilginin devamına mevcut faiz oranlarının kalıcı olması durumunda şüpheli yaklaşsam da, ilgi seviyesi korunursa yeni büyük halka arzların gelmesi arz ve talebi dengelemek için elzemdir. Yoksa büyük firmaların da fiyatlamalarında köpüklere rastlayabiliriz.     

Son olarak tüm dünyada, özellikle gelişmiş ülkelerde kamunun nakit desteği kaynaklı, ciddi tasarrufların yapıldığı bir yılı geride bırakmaktayız. 2020 yılında alınan önlemler ile 2009 krizinde alınan önlemleri ayrı tutmamızda fayda var. 2009 yılında para ağırlıklı olarak sıkıntı kaynağı olan bankalara aktarılarak çok da reel ekonomide dolaşmazken, bugün mali politikaların katkısı ile hanehalkına ciddi paraların aktarıldığı bir durum karşımızdadır. Biriken bu para günümüzde reel ekonomiden daha fazla sermaye piyasalarında dolaşmaktadır; ancak Covid belasından kurtulup insanlar dışarı çıktığında sermaye piyasasında duran yatırımlarını harcama isteği veya zorunluluk kaynaklı reel ekonomiye çekerse, Merrill Lynch'in de sunulan raporunda belirttiği gibi 2021 yılında son 40 yılın en büyük reel tüketim büyümesi gerçekleşebilir ve beklenenden daha yüksek bir enflasyon ile karşılaşabiliriz. Bu risk bana göre global ekonominin hazır olmadığı bir risktir. 

Yorumlar

Yorum Gönder

Burada yer alan bilgiler kişisel görüşüm olup, kesinlikle yatırım tavsiyesi değildir.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yaşar Holding Yıl Sonu ve İştirakleri 1. Çeyrek Sonuçları Üzerine

'Terminal Value' da Ciddi Değer Kaybetme Risklerine Hazır Mıyız?

Rönesans Gayrimenkul ve Borçlanma Araçları Şartları Üzerine

Örnekler ile Nakit Akım Tablosu Önemi Üzerine

Alarko Holding Üzerine Düşünceler

Aksa Akrilik Üzerine Kısa Bir Çalışma

Rönesans Holding ve YDA İnşaat Üzerinden Şehir Hastaneleri ile Alakalı Düşüncelerim - Yazı 2

Bankaların Takipteki Kredilerine Yönelik İnceleme - Yazı 2

NEF (Timur Gayrimenkul) Firmasına Yönelik Kısa Bir Analiz

Selçuk Ecza Deposu Üzerine Düşünceler