Seçili Konular Üzerine Kısa Düşüncelerim - 26 Temmuz 2019

Geçtiğimiz günlerde seçili konular yazı dizisine yönelik ilk analizimi paylaştım. Seçili konulara yönelik analizlerimi, araştırmak ve bahsetmek istediğim konular biriktikçe sizlerle paylaşacağım.

Not: Bu tarz analizleri sizlerle paylaşmamın asıl sebebi bildiklerimi yazıya aktararak kendimi geliştirmek ve hatalarımı görmek içindir. Bu sebeple yazılanları kesin doğru kabul etmeyiniz.

Bugünkü seçili konular:

1. Hisse Senedi Yatırımına Yaklaşım Şeklim
2. Likiditasyon Üzerinden Fon Yöneticisi Bakış Açısı
3. Hektaş Finansal Tablolarında Dikkat Çeken Detay
4. Yaşar Holding Son Gelişmeler
5. Yatırım Yarışması

1. Hisse Senedi Yatırımına Yaklaşım Şeklim:

Hisse senedine yatırım stratejimin iki kolu mevcut:
  • Bir iyi haberde ciddi getiri potansiyeli olan hisselere geçici yatırım yapmak
  • Belirlediğim subjektif değere göre uygun fiyattan alım yaptıktan sonra, çok ciddi değişiklik olmadığı sürece, ne olursa olsun satmayacağım firmalara yatırım yapmak
Değer yatırım stratejisi ile uzun dönem yatırım yapan yatırımcıları iki gruba ayırabiliriz. Makro ve mikro ölçekte şirketlerin olumlu yönlerini görebilenler ve olumsuz yönlerini görebilenler. Ben kendimi ikinci grupta görüyorum. Yatırım yaptığım veya yapmayı düşündüğüm şirketlerin olumlu yönlerini bulmaya çalışmaktansa, olumsuz yönlerine odaklanmayı tercih ediyorum.

Olumsuz yönlerinin tümünü görebilmenin imkansız olduğunu kabul ederek, sıkıntısı olan firmaların en azından görünür risklerini giderebilip gideremeyeceğini kestirmeye çalışıyorum. Bu sebeplerden ötürü genelde benim sıkıntıları olan şirketleri incelediğimi ve yatırım yaptığımı anlayabilirsiniz.

Not: Süper görünen firmaların süper kalmalarını veya daha da süper olmalarını ummak veya öngörmek bana göre değil.

Çünkü işin sonunda hisse yatırımı şansın çok önemli olduğu bir olasılık oyunudur. 

Yukarıda sunduğum ikinci kol için zamanla 10 tane şirket belirlemeye çalışıyorum. Bunlardan dördünü belirlemiş durumdayım (lütfen sormayın). Bu firmaları belirledikten sonra hiçbir şekilde satma kararı aklımın ucundan geçmiyor. Ne zaman ki fırsat olduğunu düşündüğüm fiyatlarda işlem görüyorlar, ekleme yapıyorum.

Lütfen kendinize sunulan durumun sizde gerçekleşip gerçekleşmediğini sorun: Tamamen satıp çıktığınız firma hissesini satış işlemi öncesine göre ne kadar incelemeye devam ediyorsunuz? Çoğumuz o hissenin varlığını unutuyor.

Sonuç olarak Warren Buffett'ın hayatınız boyunca 20 tane yatırım kararı hakkınız varmış gibi hisse yatırımına yaklaşın düşüncesini uygulamaya çalışıyorum. Diyebilirsiniz ki 20 tane belirlediğin yatırımlar istenilen sonucu vermez ise ne olacak? O da işin şans kısmı.

2. Likiditasyon Üzerinden Fon Yöneticisi Bakış Açısı:

100 Milyon Dolar büyüklüğünde Türkiye borsasındaki hisselere yatırım yapan bir hisse senedi yoğun fonu yönettiğinizi düşünün. Karşılaşacağınız en önemli portföy yönetim kısıtlarını 27 Haziran 2019 tarihli yazımda paylaşmıştım.

'Bunların arasında en önemli olanlar:

1. Hiçbir hisse senedi fonun aktif büyüklüğünün %10'unu geçemez.
2. Fon aktif büyüklüğünün %5 ve üzerine yatırım yapılan hisselerin toplamı fon aktif büyüklüğünün %40'ını geçemez.
3. Fon aktif büyüklüğünün %40'ından fazlası aynı grup şirketlerine yatırım yapamaz (Koç Holding ve iştirakleri örneğin).
4. Fon aktif büyüklüğünün en fazla %20'si nakit olabilir.'

Yönettiğiniz 100 Milyon Dolarlık fonun da %20'si yalnızca bir Vakıf'a ait olsun.

Bu koşullar altında çok beğendiğiniz bir hisseye en fazla, 100 Milyon Dolar büyüklüğünde bir fon için, azami 10 Milyon Dolar (vadeli piyasada işlem gören bir hisse ise o hisse için açılabilecek poziyon dışı) yatırım yapabilirsiniz. Yalnız beğendiğiniz hissenin bir sıkıntısı var. Günlük işlem hacmi çok az.

Hiç beklenmedik, darbe girişimi gibi, bir gelişmeden ötürü Vakıf geldi ve size bir anda 'Türkiye'nin geleceğine inanıyorum; ancak paramın nakitte durmasını kısa vade için tercih ederim' dedi. 20 Milyon Dolar'ın gelin 5 Milyon Dolar'ını fonda bulunan nakit ile karşılayacağınızı düşündünüz. Geriye kalan 15 Milyon Dolar'ı satış emrinin girildiği gün (satış saatine göre bir gün sonrada olabilir ama detaya gerek yok) borsada sıkıntısız bir şekilde pay satarak nasıl yaratabileceksiniz? Unutulmamalıdır ki, fonumuzun %10'u çok beğendiğimiz ama likit olmayan bir hisseden oluşmakta.

Bu durum fon yöneticilerinin korkulu rüyasıdır. Likit olmayan bir hissede, zorunlu olarak, o gün bitirilmesi gerekli yüklü bir satış yapmak. Bu sebeple belli büyüklükteki fonlar, çok iyi rasyoları olan ya da iyi bir geleceği olacağını tahmin ettikleri, likit olmayan, hisse senetlerine asgari miktarda yatırım yapmaktadırlar. Yüklü miktarda yatırım yapmaya karar verdiklerinde ise hisse senedini satmak zorunda kalma durumunda oluşabilecek tahmini hisse fiyatını etkileme oranını, firma hisse değerini hesaplarken iskonto oranına eklerler.

Bahsi geçen senaryo bireysel yatırımcılara hem fırsat, hem de takip edilmesinde faydası olduğunu düşündüğüm bir uyarı niteliğindedir. Bazı hisselerin günlük hacminin düşük oluşu,o hissenin doğru değerine ulaşmasında bir engel teşkil ederek bireysel yatırımcılara bir fırsat verebilir. Ancak fiyatlama mekanizmasında ağırlığı daha çok olan büyük fonların, hisse değerini hesaplarkan likit olmayışının etkisini daha yüksek iskonto oranları belirleyerek hesaplamasını da her zaman dikkate almalıyız.

Sonuç olarak sizin için bariz ucuz görünen veya düşük katsayılı hisseler, büyük fonların yöneticilerinin bakış açısından ideal olmayabilir. Likidite iskontosu önemlidir. Tüm sunulanlardan, bir firmanın bedelsiz sermaye artışı yaptıktan sonra likiditesinin artacağı beklentisinin neden hisseyi bir defaya mahsus yükseltebileceğini iskonto oranı içerisine eklenen likidite iskontosunun düşürülmesinden anlayabiliriz.
  • Hektaş Finansal Tablolarında Dikkat Çeken Detay:
Hektaş firması son dönemlerde yaptığı atılımlar ve hisse performansı ile dikkatleri hak ettiği derecede üzerine çekti.

İş yapış şekli sebebiyle Hektaş firması çok yüksek nakit döndürme süreleri ile çalışmak durumundadır. Üretilen ürünler için alınan hammadde ödemeleri 50-60 gün seviyelerindeyken, alacak tahsilat ve stok işleme süreleri her biri için 200 gün üstüdür. Bu çok ciddi işletme sermayesi gerektiren bir durumdur. Firma satın almaları ile beraber gelen artan finansal borç ile bu sürece girildiğinde sermaye artışı çok şaşırtıcı olmaz. Firmanın üzerindeki faiz yükünü azaltması ile makul bile karşılanabilir.

Ancak, finansal tablolarında dikkat çeken detayı paylaşmadan önce, şunu belirtmeliyim. Sermaye veya özkaynak, gelir-gider tablolarında faiz gideri gibi bir olumsuz etkisi olmasa da, firmanın seçili vade faiz giderinden her zaman daha pahalı olmak durumundadır.

Dikkatimi çeken detay ise aşağıda sunulmuştur.





30 Haziran 2018 tarihine kadar %30 seviyelerinde alacak azami riskin güvence altına alınma oranı, 2018 üçüncü çeyreği ile beraber niye bu kadar düşmüştür? Bunu firmanın açıklığa kavuşturmasında fayda var. Bilançosunda bulunan varlıklarının yaklaşık %50'sini oluşturan kalemi ilgilendiren bir sorudur bu.

Güvence altına alınan alacak oranları gösterildiği gibi büyük oranda düşmüş ise firmanın şüpheli alacak riski geçmiş senelere göre artmıştır.
Firmanın alacakları geçen senenin aynı dönemine göre yaklaşık %80 oranında artış göstermesine rağmen, şüpheli alacak karşılığı yalnızca yaklaşık 100 Bin TL artmıştır. Arttırmak için geçerli bir durum tabii ki de olmayabilir. Ancak, ilk bakışta, firmanın azami riski güvence altına alınan alacak yüzdesinde görülen düşüş ile beraber şüpheli alacaklar karşılığında artışa gidilmesi temkinli ve doğru olandır.
  • Yaşar Holding Son Gelişmeler:
Geçtiğimiz günlerde basına yansıyan Yaşar Holding ile TMSF'nin uzlaştığı haberi Yaşar Holding iştirak yatırımcıları açısından oldukça önemlidir. 

Yaşar Holding'in AİHM'de haklı bulunduğu ve yüklü miktarda tazminat alma hakkı ihtimali olduğu bir ortamda TMSF ile herhangi bir nakit girdisi yaratmadan uzlaşması çok çok ilginçtir.

Not: Dava içeriğine yönelik detaylar için twitter üzerinden Moyan Bey'i @moyan_kusbakisi takip ediniz. 

Geçtiğimiz aylarda Yaşar Holding'e yönelik bolca analiz yaptım. Analizlerimden çıkarılabilecek özet, Yaşar Holding'in mevcut operasyonları ile 250 Milyon Dolarlık 2020 Mayıs vadeli borcu ödemekte çok sıkıntı yaşayacağı ve varlık satış yollarına başvurma zorunluluğuydu. Bir diğer ihtimal ise Holding'in bahsi geçen dava sonucu olarak tazminat hakkı elde etmesi ile sıkıntılarını giderebilmesiydi. Bu konuyu bir analizimin sonunda, avukat olmamam sebebiyle yorum yapmam saçma, dava içeriğini sunan internet sayfasını ekleyerek kısaca sizlerle paylaşmıştım.

2020 Mayıs ayına sayılı aylar kala sıkıntılarınızı kökünden çözebilecek bir işlemi niye bırakırsınız? Benim aklıma masa altından el sıkışıldığı ihtimali geliyor açıkçası. Bu tamamen bir senaryodur ve ilave bir bilgim yok.


Ki bu haber sonrası Yaşar Holding eurotahviline alımlar geldi. Tek sebebin bu haber olduğunu iddia etmek yanlış olacaktır. Global faiz oranlarının düşüşü ve Filli Boya'nın satış fiyatının da olumlu etkisi olabilir.

Holding, tabii ki de, 250 Milyon Dolarlık borcunu yeniden borçlanarak finanse edebilir; ancak bu durum Holding'in sıkıntılarını azaltmaz. Borçlanma faizinin aynı seviyede kalmayıp yükselmesi ve borç kısıtlarının katılaşması beklenmelidir. Bu sebeple Holding'in ne yapıp edip, en azından, borcunu azaltmaya ihtiyacı vardır. Bunun da en olası yolu varlık satışlarıdır.

Bu sebeple, kesinlikle yatırım tavsiyesi olmadığını belirterek, kaybedersem sıfır üzüleceğim miktarda paramı, tüm halka açık Yaşar Holding iştiraklerine eşit miktarda bölerek yatırım yapmayı düşünüyorum.
  • Yatırım Yarışması:
Mark Cuban'ın jüri koltuğunda oturduğu, kişilerin yatırımcılara fikirlerini sunduğu Shark Tank veya Türkiye'de 'Bir Fikrin mi Var?' yarışmalarında juri olduğunuzu düşünün.

Not: Burada sunulan fikirlerin esin kaynağı başka bir yazıdır; ancak çok önceden okuduğum ve yeniden bulamamam sebebiyle kaynak paylaşamıyorum.

Jüri koltuğunda oturuken karşınıza sırasıyla Jeff Bezos, Mark Zuckerberg ve Larry Page-Sergey Brin gelir ve fikirlerini sunar.

Jeff Bezos (Amazon): Merhaba, benim fikrim internet üzerinden kitap satmak.

Mark Zuckerberg (Facebook): Merhaba, benim fikrim üniversite öğrencilerine yönelik sosyal ağ kurmak.

Larry Page - Sergey Brin (Alphabet - Google): Merhaba, bizim fikrimiz Yahoo'nun yaptığının daha iyisini yapmak.

Tüm bu adaylara jürilerin vereceği cevap genellikle şu çizgiler üzerinden olma olasılığı çok yüksek. Yapmak istediğin işi şu an ölçekli bir şekilde yapan veya hemen taklit edebilecek olan rakiplerine karşı şansın olduğunu düşünmüyorum. Çoğunun dış görünüşlerine yönelik de pek albenileri olduğu söylenemez.
Anlatmaya çalıştığım konu şirketleri incelerken yalnızca sayılara odaklanılmaması, o şirketleri yöneten üst yöneticilerin de yakından takip edilip, incelenmesi gerektiğidir.

Başarılı olması yüksek ihtimal olan şirket yöneticilerini, yakından tanımıyorsanız, bilmenin çok zor olduğunu kabul ederek, ipucu yakalayabileceğimiz özellikler:

1. Uzun döneme odaklanmaları, kısa vadede zarar etmeyi göze almaları
2. Şans faktörünü hiçbir zaman unutmamaları
3. Yaptıkları işin fanatiği olmaları
4. Dış görünüşe pek de önem vermemeleri :)
5. Egoist olmamaları

Liste uzayabilir tabii ki de. Önerilerinizi de duymak isterim.

Yorumlar

  1. 6. Para kazanmayı değil, başarılı olmayı hedeflemeleri

    YanıtlaSil
  2. 7. Yaptıkları işlerden zevk almaları ve cok calışmaları...Parayı buldum artık Maldivlere yerleşeyim biraz faiz yiyeyim dememeleri:))

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Burada yer alan bilgiler kişisel görüşüm olup, kesinlikle yatırım tavsiyesi değildir.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Rönesans Gayrimenkul ve Borçlanma Araçları Şartları Üzerine

Alarko Holding Üzerine Düşünceler

'Terminal Value' da Ciddi Değer Kaybetme Risklerine Hazır Mıyız?

Doğuş Holding 2020 Yıl Sonu Sonuçları Üzerine

Yaşar Holding Yıl Sonu ve İştirakleri 1. Çeyrek Sonuçları Üzerine

Coca Cola İçecek Üzerine Değerlendirme

Örnekler ile Hisse Değerleme Kademeleri - Likiditasyon Değeri (Bimeks)

Düzeltilmesi Gerektiğini Düşündüğüm Nakit Akış Tablosu Gösterim Örnekleri

Zorlu Holding ve İştirakleri Üzerine Düşünceler - Zorlu Enerji